Doğa ve dünya vahşidir. Medeniyetle beraber rahat yaşam alanlarında sürüyen insanoğlu nereden geldiğini unutur, ormanın sertliğini ve yakıcılığını görmezden gelir. Ama bu yaşam biçimi vahşiliğin varolmadığı anlamına gelmez. Ölüm bu çemberin içinde normal, akışkan ve mütevazidir.
Canlılık, canlı olmak düzenli bir ölümdür.
Burada kavranılması güç olan, toprak; hepimizin döneceği elementler topluluğuyken kendimizi ölümsüz görmek, ölen bir insanda veya bir canlıda yakınlık hissedememek. Bu sadece varlığımızı büyük görmenin bizi duyusuzlaştırması. Uyanamamak. Bulanık görmek.
Bu dünyada kurtarılamayacak tek insan ölüye ve ölüme sevinendir. Canlılığı anlayamayan, içini köreltmiş ve kire bulanmış insan, hiçbir yardımın ulaşamayacağı bir duvarın içindedir. Onu ancak kendi isteğiyle parçalayabilir. Ama ölüme gösterilen aşırı merhametten bahsetmiyorum ki o da tamamen yanlıştır.
İnsanoğlu artık geri dönülmez bir şekilde ayrıştı ve yozlaştı. Kaçmak veya savaşmak bunu büyük ölçüde değiştiremeyecek. Yaşayarak veya yaşatılmadan ölmeye devam edeceğiz. Bazıları ölenler için kendilerinden bir şeyler bulacaklar belki başlarını eğecekler, bazıları umursamayacak, belki de sevinecekler. Her şey bu büyük akış içinde devam edecek.
Bazı ruhları iyileştiremezsiniz.
Anlamaya çalıştıkça derine düştük ve kaybolduk.
Yaralı bir hayvanı yerden kaldırabilmek kadar naiftir, bazen gezegenin dışına çıkıp bütün varoluş için gözlerini kısarak sessizleşmek.
Şimdi neden hiçbir şeyin o kadar önemli olmadığını gösteren bir şey ekliyorum buraya.
Buna iyi bak. Bu sensin. Bu sayacı aç ve bir dakika boyunca izle. Hayatın bundan sonra çok farklı bir yere doğru gidecektir. Bu sitede yer alan sayaçta her saniye birkaç insan eksiliyor ve yerine yenileri geliyor. Farklı kıtalar üzerinde milyarlarca insan doğuyor ve ölüyor. İnsanlar sadece bir istatistik olarak kalıyorlar. Sayılar değişiyor, bu kadar. Ölüm bu kadar gerçek olduğu halde, insanoğlunun kendini ve gezegeni kötülük yapabilecek kadar ciddiye almasını anlayabilmek mümkün değil.
Mermiler dans ediyor, gözlerimizin önünde ve gözlerimize doğru.
Sev.