Danimarka Günlükleri

| Yolda

12 Temmuz 2016

Kopenhag’ın uzak bir yerinde bir çatı katındaki yatakta uzanıp tavandaki çatlakları izliyorum. Hala Danimarka’dayım. Oldukça hastayım. Bugün İsveç’e doğru gitmem gerekiyordu. Yeterli gücüm yok. İki günde çantayla fazla yürüyüp gerektiği kadar yemek yemeyince vücut iflas etmeye başladı. Enerjimi tükettim. Genel toplamda yirmi bes kilo yük taşıyorum. Bütün yolculuk için gerekli şeyleri her yere taşıdığımdan birkaç on kilometreden sonra omuzlarım kendini bıraktı. Midem bulanıyor, halsizim. Zehirlenmiş de olabilirim. Hareket edemiyorum, daha kötüsü cantayı taşıyamıyorum. Bunlar yolculuk sırasında olabilir ama çok erken oluştu.

Bugün bir hippi köyünde tanıştığım bizim “gökkuşağı çocukları”ndan son derece tatlı bir kadın evine davet etmeseydi şimdi daha kötü bir durumdaydım. Bulduğum herhangi bir yerde kamp yapacaktım ama durumum iyiye gitmezdi.
Kendimi iyileştirmeye çalışıyorum. Yarın otostopla dört yüz kilometre gitmem lazım.

Biraz zor başladı olaylar, oluşan sorunları çözmeye çalışıyorum. Çantam söküldü tamamen, diktim. Fazla ağırlığa alışmadı vücudum ama yürümeye devam ediyorum. Yemek yiyecek para bulamıyorum ama bir şekilde bir şeyler yardıma yetişiyor. Şimdi de bu hastalık çıktı ama yine de keyifli yol. Komfort zonundan çıktığımı iliklere kadar hissettim ve bu nefis.

Dün iki Meksikalı kızla şehri dolaştım. Sokaklarda insanlarla tanıştım. Bugün herkesin kafasının yüksek olduğu bir hippi köyünde dolaştım, insanlarla konuştum bu fotoğraf da oradan. Ormanda bulduğum otlardan yedim, Anna ne işe yaradıklarını biliyordu. Aslında üç gündür ne bulursam onu yiyorum. Üç gecede üçüncü farklı evde kalıyorum. Evet şu an pek iyi degilim, bunu anlatırken gulumsüyorum. Ama bir şeylere yenilmek veya bırakmak benim için varolmuyor.

Hastalıklar da bizlere bir şey anlatırlar. Mental olarak kendimi şifalandırmaya çalışıyorum.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir