14 Nisan 2017
Bugün gezegendeki 8515. günüm. Artık bir kıtadan daha yaşlıyım. Bir kayayı saran köksüz bir yosun gibi bu gezegenin üzerinde ilerliyorum. Ne ağaç olmayı ne de bir yunusa dönüşmeyi düşlüyorum. Yavaşça başka kayalara sıçrayabilirim, hareket edebilirim. Fakat bir fırtına gelip kayayı yerinden aldığında ben de düşerim, sınırlarım var.
Bugün, bu cümleyi yazdığım sırada; bu gezegende yedi milyar, dört yüz doksan yedi milyon, yed yüz kırk bir bin, yirmi üç, yirmi dört… insan varoluyor. Her harfe bastığımda bir kişi ölüyor. Yani bu cümle yazıldığında elli iki kişi artık burada değildi. Canlı olmanın iki temel unsurundan birini yerine getiren insanoğlu saniyede üç veya dört varlık ortaya çıkararak türünü sürdürüyor.
Bütün kenarları açık bir akvaryumda milyarlarca balık yüzüyor. Şimdilik akvaryumdan çıkanlar pek uzağa gidemiyorlar. Akvaryumun boyutlarına ve koşullarına bakıldığında bütün balıklara yetebilir. Fakat açgözlülük, hırs, yetinmeme, kötülük dinmeyen bir kavgayı beraberinde getiriyor. Balıklar başlarını kaldırsalar akvaryumun kapalı olmadığını görecekler fakat çok azı bunu yapabiliyor.
İnsanın bir sayıdan ibaret olduğunu görmek zor değil. Bir istatistik. Ya herkesin bir ismi yerine bir sayısı olsaydı? O zaman da insan kendini çok özel zanneder miydi? Her şeye rağmen insanoğlu, var olmak ve yok olmak arasındaki ölçülemeyecek kadar kısa bu uzunluk üzerinde yürüyen bu gezegendeki en gizemli canlı. İnsanoğlu özel değil, ama biricik. Her şey sonsuza giden iplerle birbirine bağlı ve bir yol üzerinde yürürken burada bir doğru yok, yalnızca yorum farklılıkları var.
Bir tünelden geçtiğim sırada, yaşamı fark ediyorum. Varolan çoğu madde veya enerji biçimi doğrusal hareket etme eğiliminde. İnsan bulunduğu yeri korumak istiyor. İnsan incinmekten korktuğu için akvaryumda kafasını kaldırmıyor. Doğrusallıktan veya bulunduğu yerden ayrılan enerji veya cisim artık başka bir varoluş biçimine varıyor.
Yaşamın sınırları, risk ile varoluyor. Şimdi, büyük bir sonsuz örneği.
Bahar geldi. Döngü kendini sürdürüyor. Yol göstermek yoldan çıkmayı gerektiriyor.
Her şey bir parlaklığa varıyor.
Carpe Diem veya ölümlü bir Kauai kuşu.
8515. günüm yavaşça sona eriyor. Daha önceki 8514 günden herhangi biriyle benzeşmeyerek, geçmişe dönüşüyor. Hiçbir şeyin iki kez aynı olamayacağının bilinciyle, gezegen üzerindekileri umursamadan dönmeye devam ediyor.